Panek Et-Süt Entegre Gıda Kompleksi

Konya Şeker, Cana “Kan” katıyor


Konya Şeker, Kızılay ile 3. kez ortak bir çalışmaya imza atarak kan bağışında bulundu. Konya Şeker yöneticisi ve çalışanlarının geniş katılımıyla düzenlenen bu ortak çalışma kapsamında Kızılay’a bugüne kadar toplam 408 ünite kan bağışı yapıldı. Kan bağışları Konya Şeker Kampüsü içerisinde kurulan revirde gerçekleştirildi.


Ülke tarımının büyümesi ve tarımsal sanayinin geliştirilmesi adına birbirinden önemli yatırımlar gerçekleştiren Konya Şeker’in Kızılay ile birlikte yürüttüğü 3. Kan bağışı kampanyası yapıldı. Başvurular arasından gerekli koşullara uygun olanlar kan bağışında bulundu. Spor, çevre ve eğitime sağladığı katkıların yanı sıra ülke insanının sağlık sorunlarıyla da yakından ilgilenen Konya Şeker, 1811 çalışanın katılımıyla gerçekleştirdiği Türkiye’nin en yüksek katılımlı organ bağışı kampanyasının ardından, yine ülkemizin kanayan bir yarası olan kan bağışı kampanyasına olan desteğini de sürdürüyor. Konya Şeker, Kızılay’la işbirliği içinde yürüttüğü kan bağışı kampanyasıyla,  “hayatın içinde ve her alanında varlık göstermeye, her kim olursa olsun yardım bekleyen herkese elini uzatmaya ve derde derman olmaya çaba harcayan bir kurum” misyonunu kararlılıkla sürdürüyor.

Organ bağışı ve kan bağışı kampanyasının önderliğini yaparak, Konya Şeker’in Türkiye’ye örnek olacak kampanyalara imza atmasında önem bir rolü olan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, kan bağışı kampanyasıyla ilgili değerlendirmesinde, “Konya Şeker Ailesinin her ferdini, değerli mesai arkadaşlarımın hepsini sergiledikleri hassasiyet, gösterdikleri yüksek şuur nedeniyle kutluyor, hepsine teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü;
“Kan bağışı kampanyasına eksiksiz diyebileceğimiz oranda katılarak, benden sonrası tufan demediklerini ve kendilerinden sonrakilere hayat vermek, hiç tanımadıkları, tanımayacakları insanları yaşatmak için bağışta bulundular. Kampanyamıza sağlık sebebiyle kan veremeyecek arkadaşlarımız dışında tüm çalışanlarımız şevkle, heyecanla, gönülden bir katılım gösterdiler. Onların bu davranışının örnek olmasını, örnek alınmasını diliyorum.

Kan vermesinde sağlık açısından sakınca olmayan herkesin belli periyotlarda kan vermesinin kendi sağlıkları açısından da faydalı olduğunu tıp otoriteleri söylüyor. Bu periyodun erkek kardeşlerimiz için 3 ay, hanımefendiler için 4 ay olduğu belirtiliyor. Eğer ciddi bir sağlık sorunu yoksa, engel bir durumu bulunmuyorsa kan vermenin sağlık açısından faydasını bilmeyenimiz yok. Biz 75 milyonluk bir ülkeyiz. Konya’mızın merkez nüfusu 1 milyonun il nüfusu ise 2 milyonun üzerinde. Buna rağmen hemen hergün yerel radyo ve televizyonlarda, tüm Türkiye’ye yayın yapan radyolarda bir veya birkaç kez acil kan anonsu duyuyoruz.

Konya Şeker gibi istihdamın yoğun olduğu yerlerin santraline, en azından birkaç gün arayla acil kan için hasta yakınlarından yardım talebi ulaşıyor. Milli hasletlerinin arasında yardımlaşma ve dayanışma en başta yer alan milletimiz elbette kardeşleri kendisine yardım talebini duyurabilirse yetişmeye çalışıyor. Ancak bu çağrıyı beklemeden, işi dar zamana bırakmadan da hepimiz bir şeyler yapabiliriz, yapmalıyız. Türkiye gibi büyük bir ülkede, Konya gibi büyük bir ilde hem Kızılayımızın, hem sağlık kuruluşlarındaki kan merkezlerinin, hem de hasta yakınlarının acil ihtiyaçlar için bile yol gözlemesi, kan bağışçısı arayışına çıkması, acil vakalarda zamanla yarışılmak zorunda kalınması ve düzenli kan bağışı konusunda yeterli hassasiyetin oluşmamasından kaynaklanması açıkçası kanımıza dokunuyor. O nedenle çalışanlarımızın sergilediği hassasiyeti önemsiyorum ve tüm hemşerilerimizi elleri erdikçe kan bağışında bulunmaya davet ediyorum. Unutmayalım ki, verecekleri kanla hayat kurtaracaklar, bir derde derman olacaklar, bilmedikleri tanımadıkları insanların hayır dualarına mazhar olacaklar. Belki verdikleri kan bir akrabalarının, komşularının, belki de kendileri için kullanılacak.”